28 Ocak 2012 Cumartesi

Pepe Pepe Çok Üzülüyor :)

Pepe kimdir? 

Képler Laveran Lima Ferreira (ya da Pepe) (d. 26 Şubat 1983 Maceió Brezilya), Brezilya asıllı Portekiz vatandaşı futbolcudur.

Real Madrid futbol klübünün defansındaki barbar hareketleri ile ünlü olan Pepe için hazırlanmış olan aşağıdaki klibi izlemenizi öneririm.



Çizgi Film Kahramanı Pepee

Pepee'nin yaratıcısı Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu şöyle anlatıyor:


Günümüz çocuklarının sevgilisi olan Pepee, bizim çocukluğumuzun hayali idi.
Hem eğlence hem de eğitim için önemli bir araç olan çizgi filmleri izlerken, bizim yaşantımızdan, kültürümüzden bir iz olmamasını; çocuklarımızın yaşantısında yer edinmiş bir Türk çizgi karakter bulunmamasını dert edinerek yola çıktık. Türkiye’deki animasyon sektörünün henüz oluşmamış olmasından yılmadık. Altı senenin sonunda dünya standartlarındaki bir çizgi filmi çocuklarımıza sunmuş olmaktan Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu olarak kıvanç duyuyoruz.”

Anadolu’da pek çok kişinin bildiği üzere kekeleyerek, biraz bozuk konuşanlara ‘pepe’ denir; ‘pepeliyor’ diye dalga geçilir. Bizim oğlumuz da bölümlere yeni başladığında biraz pepeliyordu. Çocuklara düzgün konuşmayı öğretmek üzere seçtiğimiz model artık gelişti ve doğru model oluşturabilecek düzeye geldi. Filmlerin başındaki nidaya da gönderme yaparak adı Pepee kaldı!

17 Ocak 2012 Salı

Türkiye'nin İhracatı Geliştirme Kafası


İç piyasadaki ticari ahlakın bitmiş olması (tahsilat sorunları, karşılıksız çekler, çok uzun ve keyfi ödeme vadeleri vs..) bizleri dış pazarlar aramaya itmişti. Bir yerlerden başayalım dedik. Gittik alibaba.com'a gold supplier (altın tedarikçi) olmak için başvurduk. Böylelikle tüm dünya pazarlarında ürünümüzü sergileyebilecek ve sipariş toplayabilecektik. Geçen yılın parası ile 5500 TL + kdv bir yıllık üyelik için ödedik. Alibaba.com'un Türkiye ofisi de yatırdığımız paranın %70'ni ihracatı teşvik kapsamında alacağımızı söyledi. 

İşte, ihracatı teşvik komedisi de böyle başladı ( Olacak o kadar programlarını aratmayacak şekilde)


Aşağıdaki maddelerde belirtilen evrakları topladık... 
  • E-ticaret sitelerine üyelik desteği başvuru formu (ek d-1)
  • Ekonomi Bakanlığı'na beyanname
  • Maliye Bakanlığı'na taahhütname
  • Faturanın aslı
  • Maliye Bakanlığı'na vergi borcu olmadığına dair "borcu yoktur" yazısı
  • Sosyal Güvenlik Kurumu'na borcu olmadığına dair "borcu yoktur" yazısı
  • Ekonomi Bakanlığı'nın ilgili bölgesine hitaben dilekçe


Ekonomi Bakanlığı'nın İhracat Bilgilendirme Platformu ile defalarca görüştük. Ülkemizin çok yoğun, güzide memurları dosyalar içerisinde öylesine kaybolmuşlar ki bizim dosyaya sıra gelene kadar 3 aydan fazla geçti.

Birgün tekrar aradığımızda canla başla çalışan Türk memuru, topladığımız evrakların üstünden 3 ay geçtiğini ve geçerliliğini kaybettiğini söyledi. Ve tekrar, baştan bu evrakları toplamamız gerektiğini belirtti.

Bakan Zafer Çağlayan ihracat rakamları şöyle rekor kırdı, 2023'te ihracat hedefi 500 milyar dolar diyor ama ihracat yapan KOBİ'ler neler çekiyor, biliyor mu acaba.

9 Ocak 2012 Pazartesi

Ortalama bir Türk gencinin cebindeki markalar

Benim gözlemim şu ki: Geliri ne olursa olsun, Türk gençlerinin önemli bir kısmı Marlboro Light içiyor ve Iphone4 kullanıyor. Bir cafe/restaurant'a gittiklerinde ceplerinden anında marllboro light kutusunu ve iphone 4'ünü çıkararak ne kadar seçkin bir insanoğlu olduğunu cümlealeme göstermiş oluyorlar. 

Öyle ki asgari ücrete çalışan ya da aylık geliri 1500 TL'yi geçmeyen yurdum insanı bile en pahalı telefonlardan biri olan iphone4'ü kullanıyor ve yine yaygın sigaralar markalar arasında en pahalılarından biri olan marlboro light'ı içiyor.

Özetle, bir pazarlama başarısı olarak Apple'ı ve Philip Morris'i kutluyorum. Öyle ki; en düşük gelire sahip kişiler bile bir şekilde para bulup bu markaları edinmeyi zorunluluk olarak hissediyorlar.





5 Ocak 2012 Perşembe

Sözüne güvenilmez bir toplum

Ticaretle uğraşan birisi olarak gözlemlerimden bahsetmek istiyorum:

Firmalarla belirli bir vade üzerine anlaşıyoruz. Örneğin 12.500 (onikibinbeşyüz) TL'lik bir faturanın kesim tarihinden itibaren 90 gün vade ile çalışıyoruz diyelim. Hatta bu vadeyi müşterimiz olan firma kendi iradesiyle kaşe ve imza ile onaylayıp bize iletiyor.

Ödeme vadesi olan 90. gün yaklaşırken muhasebimiz, müşteriyi arıyor ve ödemeyi hangi gün yapacağını soruyor. İşte en çok karşılaştığımız durumlar.


1) Müşteri: "Haftaya cuma ödenecek"
Bu cümleyi üst üste bir kaç hafta duymanız ülkemizde çok olası. (Çoğu zaman çıkmaz ayın son çarşambası gibi bir duruma döner)

2) Müşteri: "Ama bizde bakiye gözükmüyor ki"
Halbuki faturayı giderleştirip kdv'den düşmüşlerdir.

3) Müşteri: "Şimdi bankadayım ödüyorum"
Sadece o anı kurtarmak için söylenmiştir. Hakedişten elde ettiği bir çeki kırdırmaya gitmiştir. Kendisi için nakit para çekmek için bankaya gitmiştir. Ve asla size ödeme yapmayı aklından bile geçirmeyecektir.

4) Müşteri: "Bize de ödeme gelmedi"
Tedarikçi içinden şöyle söyler: "Kardeşim, bana ne senin başkalarıyla ticaretinden. Ben senle 90 gün diye anlaşmadım mı?"

5) 12.000 TL öder. 500 TL size takar. Nasıl olsa böyle küsüratlar için tekrar ödeme istemekten tedarikçinin utanacağını düşünerek her tedarikçisine 300 TL, 500 TL takarlar ve böylece ego tatmini gerçekleşir. O kişi cin gibidir ve geriye kalan herkes salaktır.

6) Müşteri: "Ama biz o malzemeyi kullanamadık ki, iade mi etsek ki?"
Tedarikçi içinden şöyle söyler: "İyi de, ödeme isteyene kadar hiçbir sorun yoktu, şimdi nereden çıktı bu?"

7) Müşteri: "Ben size 145 gün vadeli bir çek mi versem?
Tedarikçi içinden şöyle söyler: "Abi, 90 gün diye anlaştık. 90 günlük vade zaten doldu. 90 günün üstüne bir de 145 gün nereden çıktı şimdi? Sözünü unuttun mu?"
Müşteri: "Ödemesek daha mı iyi?"

Sizler de tahsilat günlerinde nasıl atlatıldığınızı anlatmak isterseniz lütfen yorum yazınız...