29 Ağustos 2012 Çarşamba

Atanamayan Ögretmenler Meselesi, Karizması Dağılmış Bir Meslek: Ögretmenlik

Artık hepimiz bıktık şu atanamayan öğretmenler meselesinden. Televizyonda, radyoda, gazetede, sosyal medyada, çevremizde hep bir atanamayan öğretmen konusu dönip duruyor.

Eskiden bu mesleğin bir saygınlığı vardı. İnsanları yetiştiren, yönlendiren, karakter ve meslek sahibi yapan önemli insalardı öğretmenler.

Şimdi ise, KPSS'de ya başarısız olduğundan ya da yeterince okullarda kontenjan olmadığından atanamayan binlerce öğretmenden bahsediliyor. 

Eskiden, öğretmenler öğrencilere kırık not verirdi. Öğrenciler ağlar, sızlardı. Şimdi ise KPSS'de geçer not alamayan ağlayan, sızlayan bi  öğretmen nesli mevcut. Bir mesleğin karizması böyle alt üst edilir.

"Atanamayan Öğretmenler, KPSS"


Burada hata kimde?

Birincisi, hemen hemen her meslekte olduğu gibi ihtiyaçtan daha fazla öğretmenlik bölümü mezunu bulunuyor. Hatta bir de fen-edebiyat fakültesi mezunları da pedagojik formasyon ile öğretmen olma talebindeler.

İnsanımız şunu kabullenmeli: "Üniversitede okudun diye iş bulacaksın diye birşey yok"

Eğer zaten çok başarılı bir tipsen, kazanırsın KPSS'yi girersin KAMU'ya. Ya da yine çok başarılı bir tip olduğuna inanıyorsan, girersin özel sektöre o arada yine denersin şansını KPSS'de.

Kimileri de şunu diyor: "Benim mezun olduğum bölüm için tüm Türkiye'de sadece 3 kişilik kontenjan var, KPSS'yi kazanmak imkansız gibi." 

Bu ne demek oluyor, o bölüm pek para eden bir bölüm değilmiş. 

Devir, serbest piyasa devri. Eğer bir insanın, piyasa değeri varsa. Zaten o iş bulur, merak etmeyin.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder