25 Mayıs 2012 Cuma

Mardin, Midyat, Dara ve Nusaybin Fotoğrafları

19 Mayıs - 21 Mayıs 2012 tarihleri arasında kız arkadaşım ile kısa bir tatil için gittiğimiz Mardin'de çektiği fotoğraflar...

"Mardin 19.05.2012" 


"Midyat, Mardin 20.05.2012" 

"Dara, Mardin 20.05.2012" 

"Dara, Mardin 20.05.2012" 


"Suriye - Türkiye Sınır Kapısı,  Mardin  20.05.2012" 

14 Mayıs 2012 Pazartesi

Mobilyada Modoko mu Masko mu?

Modoko vs Masko
Mobilya almak için evime daha yakın olduğu için ilk olarak Dudullu'daki Modoko'ya gittim. Bazı mobilya markalarının Modoko'da birkaç tane mağazası birden bulunuyor hatta İkitelli Masko'da da mağazaları var. Modoko'da bir mobilya firması ile bir liste üzerinde konuştuk ve net fiyatları konuştuk. Daha sonrasında aynı mobilya firmasının Masko'daki mağazasına gittiğimde 3000 TL daha uygun fiyatı ilk anda aldım.


Benim anladığım kadarıyla, Modoko daha göze hoş hitap eden mağazalar barındırıyor ama Masko ise aynı ürünleri daha ucuza sunabiliyor.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Recep Tayyip Erdoğan Karikatürü, The Economist'ten

The Economist'te yayınlanmış olan bir Recep Tayyip Erdoğan karikatürü. Yurtdışından Başbakan'ın görünümünü yansıtan bir karikatür.

"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın The Economist'te yer alan karikatürü, Peter Schrank "
Kaynak: The Economist

Çok Büyük Marifetti, "Bize Her Yer Trabzon"

Birçok insanımızın, yaşadığı yere uyum sağlamamaktaki ısrarını yansıtmakta "Bize Her Yer Trabzon" sloganı. İstanbul'da 350 bin'den fazla Trabzonlu olduğu belirtiliyor. Ancak İstanbul'da yaşarken, büyükşehirin yaşam tarzına uyum sağlanmalı. Yaylalarda hayat başkadır, yalnızsınızdır. İstanbul'da ise insanlarla birarada yaşamanız gerekiyor. Büyük şehirlerde, sizden başka da insanların olduğunu göz önünde bulundurmalısınız.

"Birçok Trabzonlu'nun sloganı: "Bize Her Yer Trabzon"

Türkler ile Avrupalılar arasındaki temel farklar

Türk mantalitesi ile Avrupa mantalitesi arasındaki temel farkları gösteren video aşağıdadır.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

TRT Diyanet Hayırlı Olsun (!)

Bir TRT  Diyanet'imiz eksikti

Hükümet, devlet ve şehir tiyatrolarına harcadığı parayı çer çöp olarak görürken, TRT Diyanet adından yeni bir kanal açmaya hazırlanıyor. TRT'nin konu ile ilgili haberi aşağıdadır:
"Devlet tiyatrolarıa bütçe yok, TRT Diyanet'e ilahi bütçe var"
TRT ve Diyanet İşleri Başkanlığı "TRT Diyanet" adlı yeni televizyon kalanı için son adımı attı ve iki kurum arasında protokol imzalandı.

Diyanet TV protokolü , Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Bekir Bozdağ ile TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin ve Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez 'ın katılımlarıyla imzalandı.

TRT Genel Müdürü İbrahim Şahin, TRT Diyanet Kanalı'nın protokol imza töreninde konuştu. Şahin kanalın yayın içeriği hakkında bilgi verdi:

''Bu kanal Türkiye için bir ilk. TRT Anadolu kanalında başlangıçta 12 saat süreyle yayın yapacak. Yayın akışında Diyanet İşleri Başkanlığı ile ortak bir çalışma yapılacak.  Güncel tartışma programları, cami hikayeleri, tefsir saati, dini soruları cevaplama saati, meal saati, hatim saati, naklen cuma namazı, kültür-sanat, çocuklar için dini eğitim programları, belgesel programları, kadın ve müzik programları gibi programlar yer alacak. Kanal, dindar olsun olmasın dini ve kültürel programlarıyla herkese hitap edecek.''

Törende konuşan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ise; "Temmuz ayının 17'sinden itibaren, yeni bir Ramazanda,  yeni bir coşkuyla TRT Diyanet Tv  kanalı çalışmaya başlayacak. Dünyanın her yerinde din ihtiyaç kaynağı. Asıl kaynaklardan Allah'ı, Peygamberi en güzel şekilde anlatmaktan geçiyor. Bizim bir aile yapımız var korumak zorundayız. Diyanet TV, kadına, çocuğa, aileye güzel programlar yapabilirse 5 - 10 saat izlemeye gerek yok." dedi.

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ise şunları söyledi:
"Bu güne kadar bu adımı atmadığımız eksikliktir. Kamu alanında ilk defa böylesi bir adımı atıyoruz. Bu tarihi bir adım. Diyanet, TRT ile işbirliği içinde şimdi 12 saat ama ilerde 24 saate çıkartacak kudrete sahip olduğu zaman onun adımları atılacaktır. Tek gayemiz İslam'ın doğru anlatılması, anlaşılmasına katkı sağlamaktır."

Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez de neden böyle bir televizyon kanalına ihtiyaç duyduklarını açıkladı.

Görmez; "Toplumsal yapı hızla değişiyor. Din alanında önemli sorular ve sorunlar var. Bu soru ve sorunlar sadece camilerde konuşulmamalı. Toplum din konusunda sahih bilgilere ihtiyaç duyuyor" diye konuştu.

Ramazan ayında yayına başlayacak olan kanalın ilk test yayını, 16 Haziran 2012  Miraç Kandili günü başlayacak.

Kaynak: TRT haber

Garanti Bankası'na bulaşmayın bence :)

Garanti Bankası'nın vahşi masraf politikası

"Masraf Kralı Garanti Bankası"

Garanti Bankası ile ilgili bu yılki deneyimlerim şu şekilde:

Şirketimizin ve kendi kişisel hesaplarımın bulunduğu Garanti Bankası özellikle 2012 yılı itibari ile müşteri memnuniyetinden ziyade "masraf  icat ederek, kesinti yapma" eksenli bir tutum sergiliyor.

Bu yıla kadar şirket olarak EFT/Havale işlemlerini bile ücretsiz gerçekleştirirken 2012 ile beraber aşağıda belirteceğim tüm işlemlere masraf öder hale geldik.

1) EFT : 2,5 TL/adet
2) Havale: 1 TL/adet
3) Takasa çek vermek: 3 TL/adet
4) POS ücretleri: İnaktif pos ücreti ve verimsiz pos ücreti: 30 TL/ay
5) İthalat için yurtdışına para transferi ( Swift Mesajı) : 15 TL
6) Belki de Türkiye'nin en pahalı döviz kurları için komisyonlar
7) Şirkete aldığımız ticari araç için, şahsıma ait hayat sigortası bedeli
8) Ve yakalayamadığım belki bir çok şey...

Ben Garanti Bankası'ndan bıktım, sanki bu yıl müşteriyi ellerinde tutmak onlar için hiç mühim değil. Tek hedefleri olabildiğince fazla parayı kazanıp her an Türkiye'den çekip gidecekmiş gibi kasalarını doldurmak.

Ben açıkçası, yine Garanti Bankası hesabımı açık tutmakla birlikte, asgari seviyede işlem yapıyorum.

Siz de 2012 yılında Garanti Bankası'nın masraf politikasına dikkat edin.

Kamuoyuna duyurulur :)

Yabancı Çocuk Bakıcıları Gerçeği

Günümüzde kadınların iş hayatında daha fazla rol alması ile beraber, aileler çocuklarını bakıcılara emanet eder oldular.

Bakıcılar da genelde Türki Cumhuriyetlerden oluyorlar. Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Azerbaycan gibi ülkelerden gelen dadılar, doğal olarak kendi Azeri, Kazak ağzı ile konuşmayı öğretmiş oluyorlar.

Böyle olunca da garip garip, köylü gibi konuşan çocuklar oluşmaya başladı.

Çocuğu ile aynı Türkçeyi konuşmak isteyen, ya parasına kıyıp düzgün Türkçe konuşan bakıcı bulmalı ya da işten ayrılıp kendi çocuğuna kendi bakmalı.

Haydar Ergülen - Küs Nefes

Favori şairlerimden olan Haydar Ergülen'in bir şiiri...


Küs nefes
Sana küstüğümde sen yoktun daha
Yokluğuna küsmüştüm sonra sen geldin
Kendime isteyemezdim seni öyle güzeldin
Şimdi varmışsın gibi küsüyorum yokluğuna

Alınganlık, ah, bilemezsin, küsmem de küsülecek
Zamanda, n'eyleyim varlığın yokluğundan tenha
Senden başka küsülecek kimse mi bıraktın bana
Bir ben kaldım bir de bıraktığın küskünlük tenha

Sen kimseye küsemezsin bilirim, gözlerin de
Yaprak hırsızı güz: anılar düştükçe göz dolar
Yaz gelmeden temizlemek gerekir gözleri
Yoksa küskünlük de gözyaşıyla kirlenir

Küsecek kadar sevmeli insan birini
O gelince küsmeli: nerdeydin bunca zaman
Niye sevmedin beni, küsecek kimsem yoktu demeli
O varken de kimseye küsmemeli

Haydar ERGÜLEN

8 Mayıs 2012 Salı

Kaç tane devlet var bu ülkede?

Nikah işlemlerime başlamak için Ataşehir Belediyesi'ne gitmemle başlayan komediyi anlatayım:

Ataşehir Belediyesi'nin Nikah Dairesi'ne giderek, nikah başvurusu için hangi evrakların gerektiğini sordum. Ataşehir Belediyesi Nikah Dairesi'ndeki görevli: "ikametgah, sağlık raporu, fotoğraf ve sağlık raporu getirin" dedi ve ekledi "sağlık raporu sağlık ocaklarından alınabileceği gibi Ataşehir'deki Türkan Saylan Tıp Merkezi'nden de alınabilir" dedi.

Ben de zaten Ataşehir Belediyesi'nin kurduğu ve anlaşmalı olduğu Türkan Saylan Tıp Merkezi'ne gidip sağlık raporu alayım dedim. Böylelikle parayı basıp hızlıca sağlık raporunu çıkarabilirim diye düşündüm.

Kalktım Türkan Saylan Tıp Merkezi'ne gittim. İşlemlere tam başladım, bana şu ilginç soruyu sordular: "Nikahınızı nerede yapacaksınız?" Ben de dedim ki: "Nikahın nerede yapılacağının bir önemi var mı ki?" Türkan Saylan Tıp Merkezi'ndeki görevli de bana " Evet, başka belediyede nikahınızı yaparsanız, bizim sağlık raporunu kabul etmeyebilir" dedi.

Bu ne biçim ülke böyle?

Ataşehir belediyesi, nikah işlemindeki rant için beni Türkan Saylan Tıp Merkezi'ne yönlendirir. Başka belediyede nikahı yapacak olursak, o belediye de hani bana rant, hani bana rant der.

Her belediye ayrı bir devlet olmuş, bir belediyenin tanıdığı dökümanı, diğer belediye tanımıyor. 

Belediyeler bize hizmet için mi var yoksa biz onların müşterisi miyiz?

7 Mayıs 2012 Pazartesi

Türk Futbolu'na Yıldırım Demirören Yakışır

Ve TFF başkanı Yıldırım Demirören şike iddialarına ilişkin kararı açıklar...

“Sevinerek söylemeliyim ki; bahse ilişkin hiçbir unsur yoktur”

"Yıldırım Demirören'in meşhur sevinmesi"

4 Mayıs 2012 Cuma

Kime Sordumsa Seni




Kime sordumsa seni doğru cevap vermediler;
Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus! dediler...
Künyeni almak için, partiye ettim telefon:
Bizdeki kayda göre, şimdi o mebus dediler!..

Neyzen TEVFİK

Diyanet'e bütçe farz, Tiyatro'ya bütçe zarar ziyan

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, diyanet'e bütçenin musluklarını açarken, sanata ayrılan bütçeyi "zarar ziyan" diye açıkladı.

Bu mantıkla, hükümetten Diyanet'in ve Camilerin de özelleştirmesini bekleyebiliriz. Zira, bu kalemler de devlete kar getirmiyor.

Aşağıda mevcut hükümet'in vergilerimizle Toki'ye yaptırdığı ultra lüks Ataşehir Mimar Sinan Cami'nin fotoğrafını görebilirsiniz.

"Toki'nin yaptığı Ataşehir Mimar Sinan Cami"

Başbakan'ın danışmanlarının, Başbakan'a her konuya sadece pragmatik açıdan bakmaması gerektiğini anlatması gerekiyor. Devlet, kar amacı gütmez. Kamu faydası için hizmet sağlar. Devlet, bir limited şirket ya da anonim şirket değildir. 

Devletten Satılık Tiyatro

Şehir Tiyatroları'nın Özelleştirilmesi 



Karikatür: Ergin Asyalı





Karikatür: Leman Dergisi


AK Parti, yine nefret ve intikam duyguları ile devletin kar amacı güden bir şirket değil vatandaşa hizmet götüren bir yapı olduğunu unuttu.

Emir büyük yerden, şehir tiyatroları özelleştirilecek

Şehir ve devlet tiyatroları özelleştiriliyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, şehir tiyatrolarında yaşanan gerginliğe "Şehir tiyatrolarını özelleştirme" kararı ile çözüm buldu.

AK Parti Gençlik Kolları 3. Olağan Kongresi'nde konuşan Başbakan Erdoğan, gündeminde, son günlerde gerginliğe ve istifalara sahne olan şehir tiyatroları da vardı.

Başbakan'ın konuya ilişkin açıklaması şöyle:
"İstanbul Şehir Tiyatroları meselesinde o despot anlayış, o kibirli tavır bir kez daha tezahür etti. Şehir Tiyatrolarında yapılan bir yönetmelik değişikliği üzerinden hem bizi hem tüm muhafazakarları aşağılamaya ve küçümsemeye başladılar. Allah aşkına soruyorum ya siz kimsiniz? Siz her konuda söz söylemede, her konuda otorite olduğunuzu iddia etme yetkisini nereden alıyorsunuz? Bu ülkede tiyatro sizin tekelinizde mi? Bu ülkede sanat sizin tekelinizde mi? Sanat konusunda söz söylemeye sahibi olan sadece sizler misiniz? O devir geçti. Artık despot aydın tavrıyla parmağınızı sallayarak bu milleti küçümseme, bu milleti azarlama dönemi geride kaldı. Bu ülkede pırıl pırıl bir nesil yetişti.”

“Devlet eli ile tiyatro olmaz” diyen Başbakan Erdoğan, tartışmalara son noktayı şu sözlerle koydu: “Ben Kadir Beyi tebrik ediyorum ve aynı şeyi şu anda Bakanlar Kurulu’na getireceğim ve tiyatroları özelleştireceğim ve istediğiniz gibi tiyatrolarınızı oynayın. Gerekli desteğimizi de veririz."

Kaynak: TRT Haber

Tiyatro ve tiyatrocularla sorunu olanlar, tiyatroyu özelleştirerek tiyatroculara haddini bildirmek istiyorlar. Devlet destiğini tiyatrolardan çekelim diyorlar. Peki, "dindar" olmayanlar da şunu dese: "ben de camiye gitmiyorum, benim vergimle camilere ve imama para harcanıyor, camiler özelleştirilsin.". Bu işin sonu ne olur?


Fırat Tanış'ın, şehir tiyatrolarının durumu için uyarlama yaptığı "Yani" parçası.
Uyarlamada çarpıcı sözlerden bazıları: Hamlet tespih çekiyor, Oyunları bile Fen İşleri yazıyor.


3 Mayıs 2012 Perşembe

Hiç bitmeyecek bir ilişki: Din ve Para

Sözüm ona, faiz değil kar payı veren İslami Bankalar'dan biri olan Türkiye Finans kredi kartı ile uygun fiyatla Umre fırsatını anlatan reklamı aşağıda görebilirsiniz.

Din, tarih boyunca en çok sömürülen şey olmuştur. Günümüz Türkiye'sinde de, din sömürüsü artarak devam etmekte, din üstünden rant sağlayanlar ise köşeyi dönmekteler.


Türkiye'nin durumuna Kuran-ı Kerim'den bir atıf


Ben, memleketimizin helak olduğunu ve daha da olacağını düşünüyorum. Ve aklıma Cuma Hutbelerinde duyduğum Kuran-ı Kerim'den şu sözler geliyor:

"Biz bir memleketi helâk etmek istediğimiz zaman, varlıklı şımarıklarını idareci yapar, iktidara getiririz. İlâhi-İslâmî emirleri uygulamayı emrettiğimiz halde, onlar orada, doğru ve mantıklı düşünmeyi terkederler, hak dine itaat dışına çıkarlar, günah, isyan, inkâr bataklığına dalarlar. Hür iradeye, özgürce seçme hakkına sahipken, sana ve Kur’ân’a itibar etmedikleri için, o memleket halkı gerekçeli olarak cezaya müstehak olur. Biz de orayı darmadağın ederiz." 

Kaynak: Kuran-ı Kerim İsra Suresi 16. Ayet

2 Mayıs 2012 Çarşamba

Bu Stadın Adı Nedir?

İstanbul Seyrantepe'de yer alan ve Galatasaray Futbol Takımı'nın maçlarını oynadığı stadın adı nedir?

A) Aslantepe Stadı




B) Türk Telekom Arena (TT Arena)




C) Ali Sami Yen Spor Kompleksi




Klasik isim koyma sorunlarından bir tanesi de Galatasaray Futbol Takımı'nın maçlarını oynadığı stat için yaşanmakta.

Yukarıdaki fotoğraflara bakılırsa, bu stadın adı "D" hepsi. Bizlere de böyle isim koymak yakışır. 

1 Mayıs 2012 Salı

Bu ülkede ne karşılıksız çekin ne de şikenin cezası var!

Ülkemizde, ahlaklı olmanın maliyeti ağırken, ahlaksız olmanın ise bir bedeli yok, hatta mükafatı çok.

Benim kanıma çok dokunan konu, karşılıksız çekin doğru düzgün bir cezasının artık kalmamış olması.

Hükümet, 'çek mağduru' diye nitelendirdiği karşılıksız çek yazıp piyasayı dolandıranları kendisine daha yakın bulduğu için 2012 yılı itibari ile yeni düzenlemeye gitti.

Yeni düzenleme ile karşılıksız çek yazmanın, hemen hemen hiç bir sorumluluğu bulunmuyor. Eskiden en azından karşılıksız çek yazanlar, hapis cezası korkusu ile ödeme yapmaya gayret ediyorlardı. Ama artık hapis cezası da yok.

Yüce(!), ulu(!) ve mümin(!) hükümetimize göre karşılıksız çek yazan dolandırıcılar mağdurken, borcuna sadık olup çekini ödeyen ama elinde karşılıksız çek patlayan kişiler ise devlet tarafından kaderine terk ediliyor.

Ülkeye vergisini ödeyenler, dürüst ve çekini ödeyen adamlarken, sen hükümet olarak karşılıksız çek yazacak adamlara cesaret veriyorsun ki, mevcut dürüst firmaları da batırsınlar. Hepimiz dolandırıcı olalım.

Bir hükümetin görevi, dürüst firmaların ayakta kalmasını sağlamak için alacakları konusunda yardımcı olmak mıdır? Yoksa kalpazan gibi karşılıksız çek vererek sefa süren adamları desteklemek midir?

Bir diğer cezası olmayan konu ise futbolda şike.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Başkası Yıldırım Demirören'in sevinerek belirttiği üzere etik kurulu sahaya yansıyan bir şike olayı tespit edememiş(!) Futbol camiası meğer ak ve pakmış. Hani ak olmak moda ya(!)

Şu aşamadan sonra Lig Tv'ye para veren de, kombine bilet alan da futbolun bu pisliğinden sorumludur.